Türk Medeni Kanunu’na Göre Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma: Şartlar ve Hukuki Süreç
- Alaattin Ferhan
- 5 Ara 2024
- 3 dakikada okunur

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri arasında yer alan akıl hastalığı, diğer boşanma gerekçelerinden farklı bir hukuki süreci ve özel şartları gerektirir. 165. madde, akıl hastalığına dayalı boşanma davalarının nasıl açılacağı, hangi delillerin sunulacağı ve sürecin nasıl işleyeceğini düzenlemektedir. Bu yazıda, akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açmanın şartları, hukuki süreç ve tarafların hakları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma Hakkının Dayanağı
Türk Medeni Kanunu’nun 165. Maddesi “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.” Hükmünü içermektedir. Bu hüküm eşlerden birinin akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için üç temel şartın varlığını aramaktadır:
Akıl Hastalığının Mevcudiyeti: Eşlerden birinin akıl hastası olduğunun, resmi bir sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi gerekir.
Ortak Hayatın Çekilmez Hale Gelmesi: Hastalığın, diğer eş için evlilik birliğini sürdürülemez hale getirmesi gereklidir.
İyileşme İhtimalinin Olmaması: Hastalığın tedavi edilemez olduğu, resmi raporlarla tespit edilmelidir.
Bu şartların tamamının sağlanması durumunda, akıl hastalığına dayalı bir boşanma davası açılabilir.
Ortak Hayatın Çekilmez Hale Gelmesi Kriteri
Boşanma davalarında temel kriterlerden biri, evlilik birliğinin devam ettirilmesinin mümkün olup olmadığıdır. Akıl hastalığına bağlı olarak, eşin diğer eş üzerindeki psikolojik, fiziksel veya sosyal etkileri ortak hayatı sürdürülemez hale getirebilir. Bu durum, mahkeme tarafından deliller ve tanık beyanları ışığında değerlendirilir.
Hangi Durumlar Çekilmezlik Olarak Kabul Edilir?
Akıl hastası eşin şiddetli agresyon göstermesi.
Hastalığın, diğer eşin psikolojik sağlığını olumsuz etkilemesi.
Ortak hayatın sürdürülebilmesi için gerekli olan iletişim ve uyumun kaybolması.
Akıl Hastalığının Tespiti ve Sağlık Kurulu Raporu
Akıl hastalığına dayalı boşanma davasının en kritik unsuru, resmi bir sağlık kurulu raporudur. Bu rapor, mahkemenin davayı değerlendirmesinde temel dayanak olarak kabul edilir.
Sağlık Raporu Nasıl Alınır?
Rapor, mahkeme tarafından yönlendirilen bir devlet hastanesi veya üniversite hastanesinden alınmalıdır.
Raporda, hastalığın teşhisi, tedavi süreci ve iyileşme ihtimali açıkça belirtilmelidir.
Eğer hastalığın tedavi edilebilir olduğu belirtilirse, boşanma talebi reddedilebilir.
Boşanma Sürecinde Delillerin Sunulması
Mahkemeye sunulacak deliller, hastalığın evlilik birliği üzerindeki etkilerini kanıtlamak açısından büyük önem taşır.
Sunulabilecek Deliller:
Resmi sağlık kurulu raporu.
Tanık beyanları.
Akıl hastalığının evlilik birliği üzerindeki olumsuz etkilerini belgeleyen fotoğraflar, yazışmalar veya günlükler.
Bu deliller, mahkemenin davayı değerlendirirken karar verme sürecini doğrudan etkiler.
Nafaka ve Tazminat Talepleri
Akıl hastalığına dayalı boşanma davalarında, nafaka ve tazminat talepleri dikkatlice değerlendirilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, akıl hastası eşin kusuru olmadığı kabul edilir. Bu nedenle, diğer eş maddi veya manevi tazminat talebinde bulunamaz.
Akıl Hastası Eşin Hakları:
Akıl hastası eş, maddi olarak zor durumda ise nafaka talep edebilir.
Tedavi masraflarının karşılanması, mahkeme tarafından dikkate alınabilir.
Bu durum, akıl hastası eşin haklarının korunması ve sosyal güvenlik mekanizmalarının işlemesi açısından önemlidir.
Mahkeme Süreci ve Karar Verme Aşamaları
Mahkeme, akıl hastalığına dayalı boşanma davalarında şu adımları izler:
Başvuru ve İlk İnceleme: Davacının sunduğu dilekçe ve deliller değerlendirilir.
Sağlık Raporu Talebi: Mahkeme, davalı eşin akıl hastalığını tespit etmek için sağlık kurulu raporu ister.
Tanıkların Dinlenmesi: Ortak hayatın çekilmez hale gelip gelmediği, tanık ifadeleriyle desteklenir.
Hüküm: Mahkeme, delilleri ve raporları değerlendirerek boşanma kararı verir veya davayı reddeder.
Tazminat Taleplerinde Kusur İlkesi
Türk Medeni Kanunu, tazminat taleplerinde kusur ilkesini esas alır. Akıl hastalığına dayalı boşanma davalarında:
Akıl hastası eş kusurlu sayılmadığı için, diğer eş maddi veya manevi tazminat talebinde bulunamaz.
Ancak, diğer eşin nafaka talebi, mahkemenin değerlendirmesine bağlı olarak karara bağlanır.
Sonuç
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu’nun belirlediği özel şartlar çerçevesinde yürütülür. Hastalığın iyileşme ihtimalinin olmaması, ortak hayatın çekilmez hale gelmesi ve resmi sağlık kurulu raporuyla hastalığın belgelenmesi, davanın kabul edilmesi için gereklidir.
Bu tür davalarda, delillerin eksiksiz sunulması ve hukuki sürecin dikkatle takip edilmesi büyük önem taşır. Tarafların haklarının korunması ve adil bir karar alınması için profesyonel hukuki destek alınması önerilir. Akıl hastalığına dayalı boşanma davaları, hem hukuki hem de insani açıdan dikkatli bir şekilde ele alınması gereken bir süreçtir.
Comments