Taksirle Öldürme Suçu Nedir? – Hukuki Tanım ve Kapsam

Taksirle öldürme, bir kişinin, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışı sonucu istemeden başka bir kişinin ölümüne sebep olmasıdır. Türk Ceza Kanunu'nun 85. maddesinde düzenlenen bu suç, failin kasıtlı olmadan, ihmali ya da tedbirsizliği sonucu meydana gelir. Taksirle öldürme, genellikle trafik kazaları, iş kazaları ve diğer ihmaller sonucunda ortaya çıkar. Failin bilinçli bir niyet taşımadan hareket etmiş olması, bu suçu kasten öldürme suçundan ayırır.

Taksirle Öldürme ile Kasten Öldürme Arasındaki Farklar Nelerdir? – Suçun Unsurları ve Hukuki Ayrımlar

Taksirle öldürme suçu ile kasten öldürme suçu arasında önemli hukuki farklar bulunmaktadır. Kasten öldürme, failin mağdurun yaşamına son verme iradesiyle hareket etmesi anlamına gelirken, taksirle öldürme suçunda failin niyeti yoktur; ancak dikkatsizliği veya tedbirsizliği sonucu mağdurun ölümüne sebep olmuştur. Taksirle öldürmede failin kusuru, ölüm sonucunu öngörebilecek durumda olmasıdır. Bu nedenle, taksirle öldürme suçunda cezalar kasten öldürmeye kıyasla daha hafiftir.

Taksirle Öldürme Suçunun Cezası Nedir? – Türk Ceza Kanunu'na Göre Ceza Miktarları

Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesine göre, taksirle öldürme suçu işleyen kişi, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, suçun birden fazla kişinin ölümüne ya da bir kişinin ölümü ile birlikte başka kişilerin de yaralanmasına neden olması durumunda ceza 2 yıldan 15 yıla kadar çıkabilir. Bu durumda, mahkeme failin kusur derecesine ve suçun sonuçlarına göre cezayı artırabilir.

Taksirle Öldürme Suçunda Ağırlaştırıcı Sebepler Nelerdir? – Cezayı Artıran Nitelikli Haller

Taksirle öldürme suçunda bazı durumlar, cezayı artırıcı nitelikli haller olarak kabul edilir. Özellikle trafik kazaları veya iş kazaları gibi olaylarda, failin daha dikkatli olması gereken bir sorumluluk alanında bulunmasına rağmen ihmal göstermesi durumu cezayı ağırlaştırır. Örneğin, bir sürücünün aşırı hız yaparak ölüme neden olması veya iş güvenliği tedbirlerine uymayan bir işverenin iş kazasında çalışanının ölümüne sebep olması, bu nitelikli hallere örnektir.

Taksirle Öldürme Suçunda İndirim Sebepleri Nelerdir? – Tahrik ve Diğer İndirici Sebepler

Taksirle öldürme suçunda cezayı hafifletici bazı sebepler bulunabilir. Örneğin, failin suçu işledikten sonra mağdurun hayatını kurtarmak için çaba göstermesi, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yol açabilir ve cezanın azaltılmasını sağlayabilir. Bunun yanı sıra, failin olaydan önce veya sonra mağdura yönelik herhangi bir kasıtlı hareketi olmadığı durumlar da cezada indirime neden olabilir. Tahrik, taksirle öldürme suçunda nadiren uygulanan bir indirim sebebi olsa da, somut olayın koşullarına göre değerlendirilebilir.

Trafik Kazası ve İş Kazası Durumlarında Taksirle Öldürme – Özel Durumlarda Sorumluluklar

Taksirle öldürme suçu en çok trafik kazaları ve iş kazaları sonucunda meydana gelir. Trafik kazalarında, sürücünün dikkatsizliği, aşırı hız, alkollü araç kullanma gibi ihmaller, başka bir kişinin ölümüne neden olabilir. İş kazalarında ise işverenin iş güvenliği önlemlerini almaması ya da çalışanların gerekli eğitimleri almaması sonucu ölümler meydana gelebilir. Bu tür durumlarda, hem failin ihmali hem de işverenin sorumlulukları değerlendirilerek ceza verilir.

Taksirle Öldürme Suçunda Delil ve İspat Yöntemleri – Ceza Davalarında Delil Toplama Süreci

Taksirle öldürme suçunda delil toplama süreci, failin ihmali ya da tedbirsizliği sonucu ölüme neden olduğunun kanıtlanmasıyla ilgilidir. Trafik kazalarında, olay yeri incelemeleri, hız tespitleri, araçtaki teknik kusurlar ve tanık beyanları önemli deliller arasında yer alır. İş kazalarında ise iş güvenliği raporları, kamera kayıtları ve çalışanların ifadeleri delil olarak kullanılır. Mahkeme, bu delillerin ışığında failin dikkat ve özen yükümlülüğüne ne ölçüde uyduğunu değerlendirir.

Taksirle Öldürme ile İlgili Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2016/3514E. 2017/7594K. 17.10.2017 “Taksirle öldürme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine ancak;

1) Sanığın sevk ve idaresindeki araç ile 220 promil alkollü olarak seyir halindeyken, kendisine yanan kırmızı ışıkta durmayarak mağdur ...'ın sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde ... ve ...'nun hayatını kaybettiği olayda; sanık hakkında TCK'nın 85/2. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşılmasında bir isabetsizlik görülmemekle, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek alt sınırdan fazla uzaklaşılarak yazılı şekilde ceza tayini,

2) Sanığın 220 promil alkollü olarak sevk ve idare ettiği araçla ölümlü trafik kazasına neden olması eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle öldürme suçlarının oluştuğu; ancak, TCK'nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, anılan maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise iki kişinin ölmüş ve iki kişinin yaralanmış olması nedeniyle zarar suçunun oluştuğu, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında, sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında taksirle öldürme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,

Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA”