Türk Borçlar Kanunu'na Göre Kefilin Sorumluluğunun Kapsamı Nedir? (TBK m. 589-602)
- Alaattin Ferhan
- 5 Kas 2024
- 4 dakikada okunur

Kefalet sözleşmesi, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda kefilin alacaklıya karşı sorumluluk üstlendiği bir güvence türüdür. Bu yazıda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre kefilin sorumluluğunun kapsamını ele alacağız. Kefilin hangi hallerde sorumlu olduğu, sorumluluğun sınırları ve kefaletin sona ermesine ilişkin hükümler Türk Borçlar Kanunu'nun 589 ila 602. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu hükümler, kefaletin hukuki niteliği ve kefilin haklarını ayrıntılı bir şekilde belirler.
Kefalet Sözleşmesinde Kefilin Sorumluluğu (TBK m. 589-602)
Kefalet, borçlunun borcunu yerine getirmemesi durumunda, üçüncü kişi olan kefilin bu borcun ifasından sorumlu tutulduğu bir sözleşme türüdür. Kefaletin geçerli olabilmesi için kefalet sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve kefilin sorumlu olacağı azami tutarın sözleşmede belirtilmiş olması gerekir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 589: "Kefil, asıl borçlu borcunu gereği gibi ifa etmediği takdirde, asıl borçtan dolayı alacaklıya karşı sorumludur."
Bu hükme göre, kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi veya yerine getirmemesi durumunda devreye girer. Kefalet sözleşmesi, kefilin sorumluluğunun sınırlarını belirler. Kefilin sorumluluğu, asıl borçla sınırlıdır ve kefalet sözleşmesinde kararlaştırılan azami tutar çerçevesinde gerçekleşir.
Kefilin Sorumlu Olduğu Tutar ve Kefaletin Geçerliliği
Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olacağı azami tutarın açıkça belirtilmiş olması zorunludur. Aksi takdirde, kefalet sözleşmesi geçersiz sayılır. Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesi, kefaletin geçerlilik şartlarını düzenler:
Türk Borçlar Kanunu Madde 583: "Kefilin sorumlu olacağı azami tutar kefalet sözleşmesinde yazılı olarak belirtilmedikçe, kefalet geçersizdir."
Bu hüküm, kefilin sorumluluğunun sınırlandırılabileceğini ve bu sınırların yazılı olarak belirlenmesi gerektiğini ifade eder. Kefaletin geçerli olabilmesi için kefilin azami sorumluluk tutarının kefalet sözleşmesinde yer alması zorunludur.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/9456E. 2016/3200K. 20.04.2016 “Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.03.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşme kiraya veren davacı ... ile kiracı ... arasında akdedilmiş, diğer davalı ... tarafından müteselsil kefil sıfatı ile imzalanmıştır. Sözleşme tarihine göre uygulanması gereken ve kefalette şekil şartını düzenleyen TBK 583. md. (BK. 484. md.) hükmüne göre kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe kefalet geçerli olamaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Sözleşmede, davalı kefil ile ilgili azami sorumluluk miktarı ve kefalet tarihi kendi el yazısıyla belirtilmediğinden kefalet sözleşmesi şekil şartına uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen davalı müşterek müteselsil kefil hakkındaki istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.”
Kefaletin Hukuki Sorumluluğu: Kefilin Kanundan Doğan Yükümlülükleri
Kefilin sorumluluğu, yalnızca asıl borcun ödenmemesi ile sınırlı değildir. Kefil, borcun yan yükümlülüklerinden de sorumlu tutulabilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 590. maddesi, kefilin sorumluluğunun kapsamını genişletir ve borcun gereği gibi ifa edilmemesi durumunda kefilin yasal yükümlülüklerden de sorumlu olacağını belirtir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 590: "Kefil, borcun yasal ve akdi faizlerinden, dava ve takip masraflarından ve asıl borçlunun temerrüdünden doğan zararlardan sorumludur."
Bu hükme göre kefil, sadece asıl borçtan değil, aynı zamanda borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle doğacak yasal faizlerden ve alacaklının bu borcu tahsil etmek için yaptığı yargılama masraflarından da sorumludur. Bu düzenleme, kefilin sorumluluğunun geniş kapsamlı olabileceğini gösterir.
Kefilin Temerrüt ve Kusurdan Sorumluluğu
Kefil, asıl borçlunun temerrüde düşmesi veya kusurlu davranışları nedeniyle de sorumluluk altına girebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 591. maddesi, kefilin temerrüt ve kusur hallerinde nasıl bir sorumluluk taşıdığını düzenler.
Türk Borçlar Kanunu Madde 591: "Asıl borçlu temerrüde düştüğü veya kusurlu olduğu takdirde, kefil borcun gereği gibi ifa edilmemesinden dolayı alacaklıya karşı sorumludur."
Bu düzenleme, borçlunun ödeme yükümlülüğünü zamanında yerine getirmemesi halinde kefilin de devreye gireceğini ve borcun ifa edilmemesi halinde kefilin sorumluluk üstleneceğini belirtir.
Kefilin Dava ve Takip Masraflarından Sorumluluğu
Kefalet sözleşmesi, kefilin yalnızca asıl borçtan değil, aynı zamanda bu borcun ifa edilmemesi durumunda ortaya çıkan dava ve takip masraflarından da sorumlu olmasını öngörebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 590. maddesi bu durumu düzenler ve kefilin, asıl borcun ödenmemesi nedeniyle ortaya çıkan tüm yan giderlerden sorumlu tutulacağını belirtir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 590: "Kefil, borcun yasal ve akdi faizlerinden, dava ve takip masraflarından ve asıl borçlunun temerrüdünden doğan zararlardan sorumludur."
Bu hükme göre kefil, borcun tahsili için yapılan masraflardan ve borçlunun temerrüdünden doğan tüm zararları karşılamakla yükümlüdür. Bu, kefilin borcun dışında ek maliyetlerden de sorumlu tutulabileceğini gösterir.
Kefalet Sözleşmesinde Ceza Koşulu ve Kefilin Sorumluluğu
Kefalet sözleşmesine bir ceza koşulu eklenmesi durumunda, kefilin bu ceza koşulundan sorumlu olup olmayacağı sorusu gündeme gelebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 594. maddesi, kefilin ceza koşulundan sorumlu tutulamayacağını açıkça düzenlemiştir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 594: "Kefil, borçlunun ceza koşulundan sorumlu tutulamaz. Kefalet sözleşmesine böyle bir koşul eklenmişse, bu geçersizdir."
Bu hükme göre, kefilin sorumluluğu yalnızca asıl borçla sınırlıdır. Kefalet sözleşmesine bir ceza koşulu eklenmiş olsa bile, kefil bu koşuldan sorumlu tutulamaz. Bu düzenleme, kefilin aşırı yükümlülükler altına girmesini önlemek amacıyla getirilmiştir.
Kefaletin Sona Ermesi ve Kefilin Sorumluluktan Kurtulması
Kefaletin sona ermesi, kefilin sorumluluğunun sona ermesi anlamına gelir. Kefalet, asıl borcun ifa edilmesi, taraflarca kararlaştırılan sürenin dolması veya yasal sebeplerle sona erebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 596. maddesi, kefaletin sona erme sebeplerini düzenler.
Türk Borçlar Kanunu Madde 596: "Kefalet, asıl borcun sona ermesiyle kendiliğinden sona erer. Ayrıca, kefilin sorumluluğu, taraflarca belirlenen sürenin dolması veya kanunda belirtilen diğer hallerde sona erer."
Bu hükme göre, asıl borcun sona ermesiyle birlikte kefilin sorumluluğu da sona erer. Ayrıca, taraflar kefaletin belirli bir süre sonunda sona ereceğini kararlaştırmışsa, bu süre dolduğunda kefilin sorumluluğu kendiliğinden ortadan kalkar.
Sonuç
Türk Borçlar Kanunu'na göre kefilin sorumluluğu, asıl borçlu ile yapılan sözleşme ve TBK hükümleri çerçevesinde belirlenir. Kefalet, borcun ifa edilmemesi halinde devreye girer ve kefilin sorumluluğu, yalnızca asıl borçla sınırlı kalmayıp yasal ve akdi faizler, dava ve takip masrafları gibi yan yükümlülükleri de kapsar. Ancak kefil, borçlunun ceza koşulundan sorumlu tutulamaz ve sorumluluğu belirli bir tutarla sınırlanabilir. Kefaletin sona ermesi, asıl borcun sona ermesi veya taraflarca belirlenen süre dolduğunda gerçekleşir. Türk Borçlar Kanunu, kefilin menfaatlerini korurken alacaklının haklarını da güvence altına almayı hedefler.
Comentarios