Ortak Hayatın Kurulamaması (Fiili Ayrılık) Sebebiyle Boşanma Davası: Hukuki Süreç ve Yargı Kararları
- Alaattin Ferhan
- 5 Ara 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Ara 2024

Boşanma davaları, evlilik birliğinin sona erdirilmesini talep eden çiftler için önemli bir süreçtir. Özellikle ortak hayatın kurulamaması veya halk arasında bilinen adıyla fiili ayrılık, Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen boşanma sebeplerinden biridir. Bu yazıda, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmanın hukuki şartlarını, bu davalarda dikkate alınan kriterleri ve Yargıtay’ın bu konuda verdiği kararları inceleyeceğiz.
Fiili Ayrılık Nedir? Boşanma Davalarında Nasıl Uygulanır?
Fiili ayrılık, eşlerin evlilik birliğini sürdürmeyi fiilen imkânsız hale getiren, uzun süreli ayrılık durumu olarak tanımlanır. Tarafların evli olmalarına rağmen, birlikte yaşamaktan uzak durmaları ve evlilik birliğini yeniden kurma çabasına girmemeleri, bu durumu ortaya çıkarır. Fiili ayrılık, evliliğin temel amacını ortadan kaldırdığı için boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir. Boşanma davasında fiili ayrılığın varlığı, mahkemece araştırılır ve delillerle ispatlanması gerekir.
Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir:
Ayrılık süresi: Eşlerin ayrı yaşamaya başlaması ve bu durumun belirli bir süre devam etmesi gerekir. Bu süre genellikle en az bir yıldır.
Ortak yaşamın yeniden kurulması mümkün değilse: Eşlerin evlilik birliğini yeniden kurma yönünde bir irade beyanında bulunmamaları gerekmektedir. Yani, fiili ayrılık sadece geçici bir durum olmamalı, evliliğin devamı için gerekli çabaların gösterilmemiş olması gerekir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması: Fiili ayrılık, evlilik birliğini sürdüremeyecek kadar büyük bir kopukluğa yol açmalıdır. Eşler arasında güven, sevgi ve anlayışın kalmaması bu durumu destekleyen unsurlardır.
Bu şartlar sağlandığında, taraflardan biri fiili ayrılık gerekçesiyle boşanma davası açabilir.
Türk Hukukunda Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma
Türk Medeni Kanunu’na göre, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekmektedir. Evlilik birliğinin devam ettirilememesi, tarafların yaşamlarının birleştirilememesi ve sürecin sürekli hale gelmesi durumunda, bu sebebe dayanarak boşanma talep edilebilir. Fiili ayrılık, bir tarafın kusurlu davranışı olmadan, evlilik birliğinin sürdürülemez hale gelmesi durumlarında da geçerli bir boşanma sebebi olarak kabul edilir.
Fiili Ayrılık ve Kusura Dayanmayan Boşanma Sebepleri
Kusura dayanmayan boşanma sebepleri arasında yer alan fiili ayrılık, her iki tarafın da belirgin bir kusurunun olmaması durumunda gündeme gelir. Eşlerin birbirinden uzak yaşama kararı almaları veya ayrı yaşamalarının nedeninin bir kusura dayanmaması, fiili ayrılığın temelini oluşturur. Bu durumda taraflar, herhangi bir kusur isnadında bulunmadan, yalnızca evlilik birliğinin temelden sarsıldığını iddia ederek boşanma talep edebilirler.
Boşanma Davalarında Fiili Ayrılığın Şartları Nelerdir?
Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davalarında belirli hukuki koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu koşullar şunlardır:
Süreklilik: Fiili ayrılık durumunun uzun bir süre boyunca devam etmesi gereklidir. Eşlerin sadece kısa süreli ayrı yaşamaları, bu dava türü için yeterli değildir.
Ortak yaşamın yeniden kurulmasının imkânsız hale gelmesi: Mahkeme, tarafların yeniden bir araya gelme olasılığının bulunup bulunmadığını değerlendirir. Eğer evlilik birliği yeniden kurulamıyorsa, bu durum boşanma sebebi olarak kabul edilir.
Tarafların evlilik birliğini sürdürmeye yönelik girişimde bulunmamaları: Fiili ayrılık sürecinde tarafların bir araya gelme girişiminde bulunmamış olmaları gerekmektedir.
Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma ve Uzun Süreli Ayrılık
Uzun süreli ayrı yaşayan eşler arasında fiili ayrılık, boşanma sebebi olarak öne çıkar. Ancak bu durumun mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için ayrılığın sürekli ve kesintisiz olması gerekmektedir. Tarafların zaman zaman bir araya gelmeleri ya da bir uzlaşma çabasında olmaları halinde fiili ayrılık sebebine dayanarak boşanma davası açılması zorlaşabilir.
Yargıtay Kararları Işığında Fiili Ayrılık ve Boşanma
Yargıtay içtihatları, fiili ayrılık sebebiyle boşanma davalarında önemli bir yol göstericidir. Yargıtay’ın boşanma davalarında verdiği kararlar, yerel mahkemelerin nasıl karar vermesi gerektiği konusunda rehberlik eder. Yargıtay, eşlerin uzun süre ayrı yaşamasını ve evlilik birliğinin yeniden kurulmasının imkânsız hale gelmesini boşanma sebebi olarak kabul etmektedir. Ancak, bu sürecin belirli bir süre devam etmiş olması ve eşlerin bu durumu kabullenmiş olması gerekmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/14020E. 2018/3517K. 19.03.2018 “Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesine dayalı olarak açılan davada boşanmaya karar verilebilmesi için; davacı tarafın, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleştiğini ve bu kesinleşme tarihinden başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunu kanıtlaması gerekli ve yeterli olup; davalının kusurunun kanıtlanması gerekmez. Tarafların kusur durumu; boşanma kararı için değil; boşanmanın fer'i (eki) olan yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri bakımından değer taşır.
Yapılan yargılama ve toplanan delilerden; davacı erkek tarafından açılan fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasının reddine dair kararın 21.09.2010 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği, eldeki davanın ise yasada aranan 3 yıllık süre geçtikten sonra 08.05.2015 tarihinde açıldığı, tarafların fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesi koşullarının oluştuğu gözetilerek boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir”
Yargıtay'ın Fiili Ayrılık Kararlarının Boşanma Sürecine Etkisi
Yargıtay’ın kararlarına göre, fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açabilmek için eşlerin ayrılığının ciddi ve sürekli olması gereklidir. Ayrıca, bu durumun evliliği temelinden sarsacak düzeyde olması gerekir. Yargıtay’ın bu konuda verdiği kararlarda, özellikle çocukların durumu, mal paylaşımı ve nafaka gibi konular da dikkate alınmaktadır. Yargıtay, taraflar arasındaki bu tür durumları değerlendirerek fiili ayrılığın boşanma için yeterli bir sebep olup olmadığına karar verir.
Commenti