top of page

Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası: TTK Madde 584 Kapsamında Detaylı İnceleme

sözleşme imzalayan eşler

Kefalet sözleşmeleri, borçların güvence altına alınmasında önemli bir hukuki işlemdir. Ancak bu sözleşmeler, aile bireylerini mali açıdan etkileyebileceğinden, Türk Borçlar Kanunu (TBK) Madde 584 kapsamında, kefalet sözleşmesi yapılırken evli olan kişinin eşinin rızasının alınması zorunludur. Bu yazıda, eşin rızası zorunluluğu, istisnalar ve kefalet sözleşmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır.

Eşin Rızası Şartı: Kefalet Sözleşmesinde Temel Düzenlemeler

TBK Madde 584 gereğince, evli bir kişi kefil olurken eşinin yazılı rızasını almak zorundadır. Bu rıza, sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç sözleşme kurulurken verilmiş olmalıdır. Bu düzenleme, aile bütçesinin korunması ve eşler arasındaki mali güvenin sağlanması amacıyla getirilmiştir.

TBK Madde 584 (1): "Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır."

Bu hüküm, evli bireylerin birbirlerinden habersiz büyük mali taahhütler altına girmelerini önlemek için getirilmiştir. Eşin rızası alınmadan yapılan kefalet sözleşmeleri geçersiz sayılır.

Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızasının Gerekmediği Durumlar

Kefalet sözleşmesi yapıldıktan sonra, kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler yapılırsa, bu durumda eşin yeniden rızası alınmalıdır. Ancak, sözleşmede sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu önemli ölçüde artırmayan değişiklikler için eşin rızası aranmaz. Özellikle, kefilin sorumlu olacağı miktarın artmaması, adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmemesi veya kefil yararına olan güvencelerin azalmaması durumunda bu rıza gerekmeyecektir.

TBK Madde 584 (2): "Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez."

Bu düzenleme, kefalet sözleşmesi kurulduktan sonra yapılan küçük değişikliklerin, eşin rızası gerektirmemesi için getirilmiştir.

Ticari Kefaletlerde Eşin Rızası Aranmayan Durumlar

TBK Madde 584'ün üçüncü fıkrası, ticari işletmeler ve belirli kefalet sözleşmeleri için eşin rızasının aranmadığı durumları düzenler. Ticaret siciline kayıtlı işletmelerin sahipleri, ticari faaliyetleri gereği yaptıkları kefaletlerde eşin rızasını almak zorunda değillerdir. Bu istisna, ticari hayatın akışında hız ve esneklik sağlamak amacıyla getirilmiştir.

TBK Madde 584 (3): "Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz."

Bu hüküm, ticari işletme sahiplerinin ticari faaliyetleri çerçevesinde verdiği kefaletlerde, eşin rızası zorunluluğunu kaldırarak ticaretin akışını kolaylaştırmayı amaçlar.

Eşin Rızasının Zorunlu Olduğu ve İstisna Olmadığı Kefalet Sözleşmeleri

Yukarıda belirtilen istisnalar dışında, kefalet sözleşmelerinde eşin yazılı rızası olmadan yapılan kefaletler geçersizdir. Bu rıza, sözleşmenin imzalanmasından sonra değil, en geç sözleşme kurulurken verilmelidir. Rızanın sonradan alınması veya sözlü verilmesi sözleşmeyi geçerli kılmayacaktır.

Ayrıca, mal ayrılığı rejiminde de eşin rızası zorunlu olabilir. Bu tür kefalet sözleşmelerinde, mal rejimi göz önüne alınarak kefil olan kişinin evlilik birliğindeki ekonomik riskleri eşine yansıtmaması hedeflenir.

Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızasının İptal Edilmesi Durumu

Kefalet sözleşmelerinde eşin rızası alınmadan yapılan sözleşmeler geçersizdir. Bu durumda kefilin borçtan sorumlu olması mümkün değildir. Bu nedenle, kefalet sözleşmesi yapacak kişilerin, eşlerinden yazılı onay alması, olası hukuki sorunların önüne geçmek açısından büyük önem taşır. Eşin rızası olmadan yapılan kefalet sözleşmelerinde borç veren taraf, hukuki geçerlilik kazanamayacağı için risk altına girebilir.

Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızasının Alınmaması Durumunda Hukuki Sonuçlar

Eğer kefalet sözleşmesinde eşin yazılı rızası alınmamışsa, bu sözleşme Türk hukuku açısından geçersiz kabul edilir. Bu durumda kefilin borçtan sorumlu olması mümkün değildir. Kefil ve alacaklı arasında yapılan bu tür sözleşmelerde, eşin yazılı onayı olmadan hareket edilmesi, taraflar arasında anlaşmazlıklara ve hukuki sorunlara yol açabilir. Ayrıca, borç veren taraf, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle alacağını kefilden talep edemeyebilir.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/375E. 2019/5520K. 11.12.2019 “Taraflar arasında 18/04/2011, 04/01/2012 ve 14/01/2013 tarihinde 3 adet genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır. İlk iki sözleşme imzalandığında 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olup, 13/01/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin imza tarihinde ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlükte olduğu anlaşılmıştır. Davalı kefiller ... ile ...'nun kefaletlerinin son sözleşme açısından geçerli olabilmesi için eşlerinin rızasının bulunması gerekmektedir. Rıza verildiğine dair bir belgeye ise dosya içerisinde rastlanılamamıştır. Ancak 18/04/2011 ve 04/01/2012 tarihli sözleşmelerin imzalandığı tarihte 818 sayılı BK yürürlükte olduğundan bu iki davalının kefaleti geçerlidir. Buna göre mahkemece son sözleşme açısından davalı kefillerin eş rızasının olup olmadığının araştırılması, eş rızası yoksa bu sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü gerekir.

Ayrıca davacı banka takibinde her üç kredi sözleşmesine dayanmış olduğundan takip dayanağı borcun kaynağı olan kredinin hangi sözleşmenin kapsamında verilmiş olduğunun banka kayıtları üzerinde bankacı bilirkişiye inceleme yaptırılarak tespit ettirilip kredi son sözleşme kapsamında kullanılmış ise kefiller ... ile ...'na yönelik davanın reddi gerekir. Diğer iki sözleşmeye bağlı kullandırılmış ise bu kere de kefalet limiti dikkate alınarak kefillerin sorumluluk sınırlarının belirlenmesi gerekir. İlk derece mahkemesinin bu hususları araştırmadan karar vermesi doğru olmadığı gibi istinaf mahkemesince aynı hususların gözden kaçırılarak ilk derece mahkemesi kararının benimsenerek davalıların istinaf başvurusunun bu yönden esastan reddedilmesi de doğru olmamış, istinaf mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.”

Sonuç

Türk Borçlar Kanunu Madde 584, kefalet sözleşmelerinde eşin rızasının önemini vurgulayan bir düzenlemedir. Eşin rızası, özellikle bireysel kefaletlerde zorunlu olup, ticari kefaletlerde ve belirli istisnalarda aranmamaktadır. Kanun, kefalet sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için bu rızanın yazılı şekilde alınmasını şart koşar. Eğer rıza alınmazsa, kefalet sözleşmesi geçersiz sayılacak ve kefil borçtan sorumlu olmayacaktır. Ticari işletmelerde yapılan kefaletlerde ise, ticaretin gerektirdiği pratiklik ve hız nedeniyle bu rıza aranmaz.


Comments


İLETİŞİM

Adres:Adalet Mah. Manas Bulvarı No:39 Folkart Towers B Kule Kat:34 İç Kapı No:3408

Bayraklı/İzmir

Tel: 0 232 400 21 26

Mobil:0 554 501 64 73

E-Posta: av.alaattinferhan@gmail.com

Çalışma Saatlerimiz:

Pazartesi-Cuma 09.00-18.00

Mesajınız için teşekkür ederiz.

Bizi Takip Edin!
  • Facebook
  • Instagram Sosyal Simge
  • LinkedIn Sosyal Simge
© Tüm Hakları Saklıdır.
bottom of page