Kambiyo Senetlerine Dayanan Menfi Tespit Davası: Hukuki Çerçeve ve Uygulama Süreçleri
- Alaattin Ferhan
- 5 Ara 2024
- 3 dakikada okunur

Kambiyo senetleri, ticaret hayatının önemli yapı taşlarından biridir. Poliçe, bono ve çek gibi kıymetli evraklardan oluşan bu senetler, belirli şekil şartlarına tabidir ve borç ilişkilerinin düzenlenmesinde güven sağlayıcı bir rol oynar. Ancak zaman zaman bu senetlere dayanarak başlatılan borç ilişkilerinde, borcun geçersiz olduğu iddia edilebilir. Bu gibi durumlarda menfi tespit davası, borçlu olmadığını iddia eden kişiler için önemli bir hukuki araç olarak devreye girer. Bu yazıda, menfi tespit davalarının hukuki dayanakları, kambiyo senetleriyle ilişkisi ve uygulama süreçleri ele alınacaktır.
Kambiyo Senetlerinin Hukuki Niteliği
Türk Ticaret Kanunu (TTK), kambiyo senetlerini poliçe, bono ve çek olarak sınıflandırır. TTK’nın 776. maddesi, özellikle bonolar için geçerli olan şekil şartlarını belirler. Bu şartlar şu unsurları içerir:
"Bono" ya da "emre yazılı senet" ibaresinin yer alması,
Ödenecek belirli bir bedel için kayıtsız ve şartsız ödeme vaadi,
Ödeyecek kişinin adı,
Ödeme yeri, düzenlenme tarihi ve yeri,
Düzenleyenin imzası.
Bu şartlara uyulmaması durumunda senet geçersiz sayılır. Ancak geçerli bir senet dahi, borç ilişkisinin hukuki temellerine itiraz edilerek geçersizlik iddiasıyla menfi tespit davasına konu olabilir.
Menfi Tespit Davasının Tanımı ve Hukuki Dayanakları
Menfi tespit davası, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Bu dava türü, borçlu olmadığını iddia eden kişinin, bu iddiasını mahkemede ispat etmesi için bir olanak sağlar. Kanunun ilgili maddesi şu şekilde ifade edilmektedir:
"Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir."
Bu dava, kambiyo senetlerine dayanılarak başlatılan icra takiplerinde borçlu olmadığını ispat etmek isteyen kişiler için önemli bir hukuki mekanizmadır.
Menfi Tespit Davası ve Kambiyo Senetleri Arasındaki İlişki
Kambiyo senetleri, borç ilişkisini kesin ve hızlı bir şekilde düzenleyen kıymetli evraklardır. Ancak bu senetlerin geçersiz olduğu ya da bedelsiz düzenlendiği iddiaları, menfi tespit davalarının temelini oluşturur. Örneğin:
Bedelsizlik İddiası: Kambiyo senedinin düzenlenmesine rağmen, karşılığında herhangi bir değer bulunmadığı iddia edilir.
Şekil Şartlarının Eksikliği: Senedin, TTK tarafından öngörülen şekil şartlarına uymadığı iddia edilir.
Bu tür iddialar, kambiyo senetlerine dayanan menfi tespit davalarının açılmasına neden olur.
Menfi Tespit Davası Türleri
1. Bedelsizlik Nedeniyle Menfi Tespit Davası
Kambiyo senetlerinde bedelsizlik, senedin düzenlenmesine rağmen karşılığında bir değer bulunmaması durumunu ifade eder. TTK’nın 687. maddesi, bu tür durumlarda borçlulara kendilerini savunma imkânı tanır. Eğer borçlu, senedin bedelsiz olduğunu ispat ederse, mahkeme bu senedin geçersizliğine karar verir.
2. Senedin Hükümsüzlüğüne Dayalı Menfi Tespit Davası
Bir senedin hükümsüz sayılabilmesi için kanunen belirlenmiş şekil şartlarına uygun olmaması gerekir. Örneğin:
Senet üzerinde tahrifat yapılmış olması,
İmzaların eksik ya da sahte olması.
TTK’nın 672. maddesi, bu tür durumları açıkça düzenler ve şekil şartlarına aykırı düzenlenen senetlerin geçersiz sayılacağını belirtir.
Menfi Tespit Davasında Süreçler
1. İcra Takibi Öncesi Menfi Tespit Davası
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında borçlu, borçlu olmadığını ispat ederse, icra takibinin başlatılması engellenir. Mahkemeden alınan tedbir kararı ile icra takibi durdurulabilir.
2. İcra Takibi Sonrası Menfi Tespit Davası
Eğer icra takibi başlatılmışsa, borçlu menfi tespit davası açarak borçlu olmadığını ispat edebilir. Bu durumda:
Borç ödenmişse, davaya istirdat davası olarak devam edilir ve mahkeme ödemenin iadesine karar verebilir.
Borç ödenmemişse, derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi, bu süreçlerin hukuki dayanağını oluşturur.
Menfi Tespit Davalarının Hukuki Önemi
Kambiyo senetlerine dayanan menfi tespit davaları, ticari hayatta adaleti sağlamak ve borçluların haklarını korumak açısından büyük bir rol oynar. Bu davalar, özellikle şu durumlarda önemlidir:
Haksız borç ilişkilerinin önlenmesi,
İcra takibine dayalı mağduriyetlerin giderilmesi,
Borçlu ve alacaklı arasındaki ilişkinin hukuki zemine oturtulması.
Sonuç ve Değerlendirme
Kambiyo senetlerine dayanan menfi tespit davaları, borçluların haklarını koruma ve ticari hayatın güvenliğini sağlama açısından önemli bir araçtır. Bedelsizlik, hükümsüzlük veya diğer nedenlerle açılan bu davalar, borç ilişkilerinin adil bir şekilde değerlendirilmesini sağlar.
Menfi tespit davası açmayı düşünen kişiler, doğru delillerle desteklenmiş bir hukuki süreç izlemeli ve alanında uzman bir hukukçudan destek almalıdır. Böylece hem hak kayıpları önlenir hem de ticari ilişkilerde güven sağlanır. Bu davaların zamanında ve doğru şekilde açılması, borçluların gereksiz mağduriyetler yaşamasını engeller ve ticari hayatın düzenli işleyişine katkıda bulunur.
Comments