İşyeri Devrinde İşverenlerin Hukuki Sorumluluğu
- Alaattin Ferhan
- 4 Kas 2024
- 4 dakikada okunur

İşyeri devri, ekonomik koşulların gereği olarak sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşyeri devri sırasında sadece işyeriyle ilgili maddi ve manevi varlıklar değil, işyerinde çalışan işçiler de devralan işverene devredilir. Bu süreç, hem devreden hem de devralan işveren açısından hukuki sorumluluklar doğurur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi, işyeri devri sırasında işçilerin haklarının korunması ve işverenlerin sorumluluklarının nasıl düzenleneceğine ilişkin hükümler içermektedir.
İşyeri Devrinin Tanımı
İşyeri devri, bir işyerinin veya işyeri niteliği taşıyan bir birimin, faaliyetlerini sürdüren yeni bir işverene devredilmesidir. Bu devir, işyerinde bulunan tüm maddi ve manevi varlıklarla birlikte işçilerin de yeni işverene geçmesini kapsar. Bu kapsamda, işverenlerin iş sözleşmeleri ve işçilerin hakları aynen devralan işverene geçer.
İşyeri Devrinde İşçilerin Hakları
4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesine göre, işyerinin devri halinde işçilerin mevcut iş sözleşmeleri ve bu sözleşmelerden doğan hakları devralan işverene geçer. İşçilerin kıdem tazminatı, yıllık izin ve benzeri hakları bu devreden etkilenmez ve işçiler, yeni işverenle çalışmaya devam eder. İşçilerin sözleşmeleri, hiçbir değişiklik yapılmaksızın devralan işveren tarafından devralınır. Ayrıca, işyeri devri işçinin iş sözleşmesini feshetme hakkı doğurmaz.
İşyeri Devrinde İşverenlerin Hukuki Sorumlulukları
İşyeri devri sırasında hem devreden işverenin hem de devralan işverenin çeşitli sorumlulukları vardır. 4857 sayılı İş Kanunu md.6/3 “devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.” Hükmünü içermektedir. Devreden işveren, işçilerin devre kadar olan tüm hak ve alacaklarından sorumludur. Devralan işveren ise devraldığı tarihten itibaren işçilerin tüm haklarından sorumlu hale gelir. Bu süreçte devreden ve devralan işveren, işçi alacaklarından müteselsilen sorumlu tutulur. Böylece işçiler, hak kaybına uğramadan haklarını talep edebilirler.
Yargı Kararları ve Uygulamalar
Yargıtay’ın işyeri devrine ilişkin verdiği kararlarda, işçilerin haklarının korunmasına büyük önem verildiği görülmektedir. İşyerinin devri halinde işçiler, devralan işveren nezdinde çalışmaya devam ederken, kıdem tazminatı gibi haklar devreden işverenden talep edilebilir. Bu durum, işçilerin hak kaybı yaşamaması için yargı kararlarında açıkça vurgulanmaktadır.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/33293E. 2013/25603K. 19.11.2013 “Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davalının ... sözleşmesinin davalı şirketçe feshedilip feshedilmediği, ... yeri devri bulunup bulunmadığı, işyeri devrinin ... ilişkisine ve işçilik haklarına etkileri noktalarında toplanmaktadır.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı ... Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan ... sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddi ve maddi olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.
Maddi ve maddi olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak kabul edilmelidir.
Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da göz önünde tutulmalıdır.
4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinde yazılı olan “hukuki işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımni bir anlaşma da yeterli görülmelidir.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkanı vermez.
Bu açıklamalar ışığında, ... hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.”
Sonuç
İşyeri devri, iş hukukunda hem işçiler hem de işverenler açısından önemli hukuki sorumluluklar doğuran bir süreçtir. Devreden ve devralan işverenler, işçilerin tüm haklarından sorumlu olup, işçi haklarının korunması için dikkatli bir şekilde hareket etmelidirler. İş Kanunu’nun 6. maddesi, bu sürecin adil ve hakkaniyetli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktadır.
Comments