İnşaat Sözleşmeleri ve Eser Sözleşmesi Kapsamında Yüklenici ve İş Sahibinin Hak ve Sorumlulukları
- Alaattin Ferhan
- 5 Ara 2024
- 3 dakikada okunur

İnşaat sektörü, büyük yatırımlar ve karmaşık projeler gerektiren bir alan olduğundan, yüklenici ile işveren arasında çeşitli uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu uyuşmazlıkların temelinde genellikle işin kalitesiz yapılması, gecikmeler, ödemelerdeki problemler ve sözleşmeye aykırı hareketler yatmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddeleri, bu uyuşmazlıkların çözümünde yol gösterici olurken, Yargıtay Kararları da uyuşmazlıkların giderilmesinde önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu blog yazısında, eser sözleşmeleri kapsamında yüklenici ve iş sahibinin hak ve yükümlülüklerine değineceğiz.
Eser Sözleşmesi Nedir? (TBK Madde 470)
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin ise bu eser karşılığında bedel ödemeyi üstlendiği bir sözleşme türüdür. Türk Borçlar Kanunu Madde 470, eser sözleşmesinin temel tanımını şu şekilde yapmaktadır:
"Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir."
Bu tür sözleşmeler, inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır ve tarafların hak ve sorumluluklarını açıkça belirlemektedir.
Yüklenicinin Sorumlulukları: Özen ve Sadakat Borcu (TBK Madde 471)
Yüklenicinin temel sorumluluklarından biri, iş sahibinin menfaatlerini gözeterek eseri uygun şekilde meydana getirmektir. Türk Borçlar Kanunu Madde 471, yüklenicinin sadakat ve özen borcunu şu şekilde açıklar:
"Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir "
Bu hüküm, yüklenicinin iş sahibi lehine azami gayreti göstermesini zorunlu kılmaktadır. Yüklenici, eserin meydana getirilmesinde malzeme seçiminden işçilik kalitesine kadar her aşamada özenli ve dikkatli olmalıdır. Eğer yüklenici, bu özeni göstermezse, iş sahibinin zararlarını tazmin etmek zorunda kalabilir.
İşe Başlama ve Gecikme Durumunda Yüklenicinin Sorumluluğu (TBK Madde 473)
Eser sözleşmesinde yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya geciktirmesi durumunda iş sahibi, sözleşmeden dönebilir. Türk Borçlar Kanunu Madde 473’e göre, yüklenicinin işe başlaması ve işi zamanında teslim etmesi zorunludur:
" Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da işsahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir."
Bu madde, özellikle inşaat projelerinde sık karşılaşılan gecikme sorunlarına çözüm getirir. Gecikmeler, projelerin tamamlanmasını aksatabilir ve iş sahibinin zararına yol açabilir. Bu durumda, iş sahibi sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.
Ayıplı Eser ve İş Sahibinin Seçimlik Hakları (TBK Madde 474 ve 475)
İnşaat sözleşmelerinde en sık karşılaşılan problemlerden biri, eserin ayıplı olmasıdır. Yüklenicinin sözleşmeye aykırı olarak eseri tamamlaması halinde, iş sahibine belirli haklar tanınmıştır. Türk Borçlar Kanunu Madde 474’e göre, iş sahibi eseri teslim aldıktan sonra, ayıpları makul bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
"İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir."
Ayrıca, Türk Borçlar Kanunu Madde 475 iş sahibine ayıplı eser durumunda seçimlik haklar tanımaktadır:
"İş sahibi, eserdeki ayıplar sebebiyle aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme."
Bu haklar, iş sahibine yükleniciye karşı kullanabileceği önemli yollar sunar. Yargıtay kararları da genellikle iş sahibinin bu haklarını koruyucu yöndedir.
İş Sahibinin Bedel Ödeme Yükümlülüğü (TBK Madde 479 ve 480)
İş sahibi, eserin teslimi anında bedeli ödeme yükümlülüğüne sahiptir. Türk Borçlar Kanunu Madde 479, iş sahibinin bedel ödeme borcunu düzenler:
"İş sahibi, bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur."
Ayrıca, Türk Borçlar Kanunu Madde 480'e göre, götürü bedel belirlenmişse, yüklenici eserin yapımı sırasında fazla emek veya masraf talebinde bulunamaz. Bu durum, inşaat sözleşmelerinde yaygın olarak karşılaşılan ek maliyet taleplerinin önüne geçer. Başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlarda yüklenicinin uyarlama talepleri saklıdır.
Yargıtay Kararları Işığında Eser Sözleşmelerinin Önemi
Yargıtay Kararları, eser sözleşmeleriyle ilgili uyuşmazlıkların çözümünde büyük önem taşır. Özellikle yüklenicinin kusurlu davranışı, işin zamanında teslim edilmemesi veya ayıplı malzeme kullanımı gibi durumlarda Yargıtay, iş sahibinin haklarını koruyucu kararlar almaktadır. Eser sözleşmelerinin tarafları, kanun hükümlerine ve Yargıtay kararlarına uygun şekilde hareket etmelidir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1219E. 2023/1166K. 21/03/2023 “Ayıplı eser, sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Gizli ayıp ise, eserin teslimi sırasında ilk bakışta görülemeyen, muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan, ancak hatalı kullanımdan değil, yapımdan kaynaklanan bir ayıptır. İş sahibi görülmesi mümkün olmayan gizli ayıpları tespitinden itibaren en kısa sürede ihbar ederek dava edebilir. Somut olayda, sözleşme uyarınca davacı arsa sahibine bırakılan dükkanın su yalıtımındaki gizli ayıplı imalat bakımından süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu anlaşılmakla, bu imalatın dava tarihindeki serbest piyasa rayiçlerine göre giderim bedeli belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, teslim tarihi itibarıyla hesaplanan yapım bedeline hükmedilmesi doğru olmamış, istinaf başvurunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının açıklanan nedenle bozulması uygun görülmüştür. “
Sonuç: Eser Sözleşmelerinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri
Eser sözleşmeleri, iş sahibi ve yüklenici arasında dengeyi sağlayan önemli bir hukuki düzenlemeye sahiptir. Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleri, tarafların hak ve yükümlülüklerini ayrıntılı olarak belirlemekte, Yargıtay Kararları da bu düzenlemeleri destekleyici nitelikte kararlar vermektedir. İnşaat sektöründe taraflar arasında oluşabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi için sözleşmelerin açık ve net şekilde hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca, yüklenicinin sadakat ve özen borcunu yerine getirmesi, iş sahibinin ise ödeme yükümlülüğünü zamanında ifa etmesi uyuşmazlıkları en aza indirecektir.
Comments