Dolandırıcılık Suçu Nedir? – Hukuki Tanım ve Kapsam
- Alaattin Ferhan
- 25 Eki 2024
- 4 dakikada okunur

Dolandırıcılık suçu, bir kişinin hileli davranışlarla başkasını aldatıp, onun malvarlığına zarar vermek suretiyle haksız kazanç elde etmesi durumunda işlenen bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesi kapsamında düzenlenen dolandırıcılık suçu, mağdurun aldatılması yoluyla maddi bir çıkar elde etmeyi amaçlar. Bu suç, hile ve kandırma unsurları içermekte olup, failin bilinçli olarak mağdurun maddi haklarına zarar vermesiyle ortaya çıkar.
Dolandırıcılık Suçunun Unsurları Nelerdir? – Suçun Gerçekleşmesi İçin Gerekli Şartlar
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların varlığı gerekmektedir:
Hileli davranışlar: Fail, mağduru aldatacak nitelikte hileli hareketlerde bulunmalıdır.
Mağdurun aldatılması: Failin hileli davranışları sonucunda mağdur kandırılmalı ve gerçek olmayan bir duruma inandırılmalıdır.
Maddi zarar: Mağdurun aldatılması sonucunda maddi bir zarar oluşmalıdır.
Bu unsurların bir araya gelmesi, dolandırıcılık suçunun işlenmiş olduğunu gösterir ve fail cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalır.
Dolandırıcılık Suçunun Cezası Nedir? – Türk Ceza Kanunu'na Göre Ceza Miktarları
Türk Ceza Kanunu'nun 157. maddesine göre, dolandırıcılık suçu işleyen kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun nitelikli hallerde işlenmesi durumunda ceza daha da ağırlaştırılabilir. Failin suçu organize bir şekilde işlemesi, kamu kurumlarını kullanarak gerçekleştirmesi veya mağdurun zayıflık durumundan yararlanması gibi durumlar cezayı artıran unsurlar arasında yer alır.
Nitelikli Dolandırıcılık Nedir? – Cezayı Artıran Nitelikli Haller
Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri, failin suç işlemesinde daha ağırlaştırıcı unsurların bulunmasıyla ortaya çıkar. Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu, aşağıdaki durumlarda cezayı artırır:
Kamu kurumlarının araç olarak kullanılması: Dolandırıcılığın devlet veya kamu kurumları kullanılarak işlenmesi cezayı artırır.
Mağdurun zayıflığından yararlanma: Yaşlı, çocuk veya engelli bir bireyin dolandırılması ceza miktarını artıran bir unsurdur.
Organize bir şekilde işlenmesi: Suçun birden fazla kişi tarafından organize bir şekilde gerçekleştirilmesi nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilir ve cezalar daha ağır olur.
Bu nitelikli hallerin varlığı, failin hapis cezasını artıran etmenler arasında yer alır.
Basit Dolandırıcılık ile Nitelikli Dolandırıcılık Arasındaki Farklar – Hukuki Ayrımlar ve Yaptırımlar
Basit dolandırıcılık, failin bireysel olarak hileli davranışlarla mağduru kandırmasıdır. Bu suç, genellikle daha basit hile yöntemleriyle ve tek bir kişi tarafından işlenir. Nitelikli dolandırıcılık ise, suçun organize bir şekilde, kamu kurumları aracılığıyla ya da mağdurun zayıflık durumundan faydalanarak işlenmesidir. Basit dolandırıcılık suçları daha hafif hapis cezalarıyla sonuçlanırken, nitelikli dolandırıcılık daha ağır yaptırımlarla cezalandırılır.
Dolandırıcılık Suçunda Şikayet ve Zaman Aşımı Süresi – Şikayetin Ceza Üzerindeki Etkisi
Dolandırıcılık suçu, şikayete tabi bir suç değildir ve re’sen soruşturulur. Yani, mağdur şikayette bulunmasa dahi savcılık dolandırıcılık suçunu soruşturmakla yükümlüdür. Ancak mağdurun şikayeti, delil toplama sürecini hızlandırır ve yargılamanın daha etkin yürütülmesine katkı sağlar. Dolandırıcılık suçunda zaman aşımı süresi 8 yıldır. Bu süre içinde suç hakkında dava açılmadığı takdirde ceza zaman aşımına uğrar.
Sosyal Medya ve Dijital Platformlarda Dolandırıcılık Suçu – Online Ortamda Dolandırıcılık ve Hukuki Sonuçlar
Dolandırıcılık suçları sadece fiziksel ortamlarda değil, dijital platformlarda da işlenebilmektedir. Dijital dolandırıcılık, internet üzerinden yapılan sahte işlemler, yanıltıcı e-ticaret faaliyetleri veya kimlik bilgileri kullanılarak yapılan dolandırıcılık eylemlerini içerir. Türk Ceza Kanunu, dijital ortamda işlenen dolandırıcılık suçlarına da aynı şekilde yaptırım uygular. Bu suçların ispatında dijital izler, IP adresleri ve diğer elektronik deliller önemli rol oynar.
Dolandırıcılık Suçunda Delil ve İspat Yöntemleri – Ceza Davalarında Delil Toplama Süreci
Dolandırıcılık suçunda delil toplama süreci, failin mağduru hileli yollarla kandırdığını ispatlamaya dayanır. Olay yeri incelemeleri, tanık ifadeleri, sözleşmeler, yazışmalar ve dijital izler bu suçun ispatlanmasında önemli rol oynar. Özellikle dijital ortamda işlenen suçlarda, e-posta yazışmaları, banka işlemleri ve IP adresleri delil olarak kullanılabilir. Delillerin eksiksiz ve doğru şekilde toplanması, failin cezalandırılmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir.
Dolandırıcılık Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/13565E. 2017/10901K. 16.05.2017 “Nitelikli dolandırıcılık ve dolandırıcılık suçlarından verilen sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların, internet sitelerine veya gazetelere satılık araç ilanı verdikleri, bu yolla katılanların ve müştekilerin sanıklarla irtibata geçtikleri, sanıkların aracın satışı konusunda katılanlar ve müştekilerle anlaştıktan sonra kaparo adı altında para istedikleri, katılanların ve müştekilerin sanıkların belirttikleri posta çeki numarasına veya banka hesaplarına istenilen miktarları yatırdıkları, ancak sonrasında sanıklarla irtibata geçemedikleri, sanıkların bu şekilde farklı tarihlerde katılanlar ve müştekilerden haksız kazanç elde etmek suretiyle üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında müşteki ...’e karşı eylemi nedeniyle verilen, sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...’a karşı eylemleri nedeniyle verilen ve sanık ... hakkında katılanlar ..., ..., ... ve ... ile müştekiler ...,... ve ...’a karşı eylemleri nedeniyle verilen mahkumiyet hükümlerinde, sanıkların satış ilanlarını internet sitelerine vermeleri ve bu şekilde katılanlar ve müştekilerle irtibata geçtiklerinin anlaşılması karşısında, sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f, maddesi gereği "bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı kanunun 157/1 maddesi gereğince basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
2-Sanık ... hakkında müşteki ... ...’a karşı eylemi nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünde, sanığın gazeteye verdiği ilanın sadece müştekiye ulaşmasına yardımcı olduğu ayrıca ilgili gazete ilanı da dosyada bulunmadığından hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve katılanın aldatılmasında bu kolaylıktan yararlanmadığı anlaşıldığından, eyleminin TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden “basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğunun kabulü ile TCK'nın 158/1-g maddesi uyarınca hüküm kurulması,
3-Sanık ...'in katılan ...'e yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan ve sanık ...'in müşteki ...'e yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; koşulları bulunmadığı halde, tayin edilen cezaların 43. madde uyarınca artırılması suretiyle hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,”
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/13683E. 2017/500K. 18.01.2017 “Sanığın kendisini komiser ... olarak tanıtıp müştekiyi hesaplarından terör örgütüne para yardımı yapıldığını söyleyerek inandırıp 9000TL banka havalesi yaptırıp menfaat temin etmek yolu ile dolandırdığı olayda; suç tarihi itibarı ile eylemin TCK 157.maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık kapsamında kaldığı gözardı edilerek vasıfta hataya düşülmek sureti ile nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine hükmedilmesi, bununla birlikte basit dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Yasaya aykırı olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,”
Komentar