Cinsel Taciz Suçu Nedir? – Hukuki Tanım ve Kapsam

Cinsel taciz suçu, bir kişinin rızası olmaksızın, cinsel içerikli sözler, hareketler veya jestlerle mağduru rahatsız etmesi durumunda işlenen bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde düzenlenen bu suç, fiziksel temas olmadan gerçekleşen cinsel amaçlı rahatsızlıkları kapsar. Cinsel taciz, sözlü, yazılı ya da dijital yollarla işlenebilir ve mağdurun huzurunu bozmaya yönelik her türlü cinsel içerikli davranış bu suç kapsamında değerlendirilebilir.

Cinsel Taciz Suçunun Unsurları Nelerdir? – Suçun Gerçekleşmesi İçin Gerekli Şartlar

Cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için bazı unsurların bulunması gerekir:

1. Cinsel içerikli davranış: Failin mağdura yönelik cinsel amaçlı sözler, yazılar veya davranışlar sergilemesi gerekir.

2. Mağdurun rızası olmadan: Mağdurun bu davranışlara rızası yoksa ve rahatsız edici bir durum oluşmuşsa, cinsel taciz suçu meydana gelir.

3. Fiziksel temasın olmaması: Cinsel taciz suçunda fiziksel temas söz konusu olmaz, bu suçu cinsel saldırıdan ayıran en önemli fark budur.

Bu unsurların varlığı, cinsel taciz suçunun işlenmiş olduğunu gösterir ve fail cezai yaptırımla karşı karşıya kalır.

Cinsel Taciz Suçunun Cezası Nedir? – Türk Ceza Kanunu'na Göre Ceza Miktarları

Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesine göre, cinsel taciz suçu işleyen bir kişi, mağdurun şikayeti üzerine 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır. Suçun nitelikli hallerde işlenmesi durumunda ceza artırılır. Örneğin, suçun mağdurun nüfuz sahibi bir kişi (işveren, öğretmen, kamu görevlisi) tarafından işlenmesi ya da kamuya açık bir yerde gerçekleştirilmesi halinde ceza daha ağır olur. Dijital platformlarda işlenen cinsel taciz suçları da aynı hükümler doğrultusunda cezalandırılır.

Cinsel Taciz ile Cinsel Saldırı Arasındaki Farklar – Hukuki Ayrımlar ve Yaptırımlar

Cinsel taciz ve cinsel saldırı suçları, hukuken birbirinden farklıdır. Cinsel taciz, fiziksel temas olmadan cinsel içerikli rahatsızlık verme amacı taşırken, cinsel saldırı fiziksel temasın olduğu, mağdurun vücut bütünlüğüne zarar veren eylemleri içerir. Cinsel saldırı suçları, taciz suçlarına göre daha ağır yaptırımlara tabidir. Cinsel saldırı suçları için öngörülen cezalar, taciz suçlarına kıyasla daha yüksektir ve failin kasıtlı olarak mağdura fiziksel zarar vermesi söz konusudur.

İşyerinde Cinsel Taciz Suçu Nedir? – Çalışma Ortamında Cinsel Taciz ve Cezai Yaptırımlar

İşyerinde cinsel taciz, işçi-işveren ilişkilerinde sıklıkla karşılaşılan bir suçtur. İşverenin veya iş arkadaşlarının, çalışanı cinsel içerikli sözler ya da davranışlarla rahatsız etmesi durumunda işyerinde cinsel taciz suçu meydana gelir. Bu durum, mağdurun iş hayatını olumsuz etkileyebilir ve çalışma ortamının huzurunu bozabilir. İşyerinde cinsel taciz suçları daha ağır cezalarla karşılanır, çünkü mağdurun iş hayatında zor durumda kalması ve failin otoritesini kullanarak suçu işlemesi cezanın artırılmasına neden olur.

Cinsel Taciz Suçunda Mağdurun Rızası ve Etkisi – Rızanın Hukuki Geçerliliği

Cinsel taciz suçunda mağdurun rızası önemli bir unsurdur. Eğer mağdur, failin cinsel içerikli davranışlarına açık bir şekilde rıza göstermişse, bu durum suçun oluşmasını engelleyebilir. Ancak mağdurun rızası, tehdit veya baskı altında alınmışsa, bu rıza geçerli sayılmaz. Cinsel taciz suçlarında mağdurun iradesi ve rızası, cezanın belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Rızanın yokluğu, failin cezai sorumluluğunu artıran bir faktördür.

Sosyal Medya ve Dijital Platformlarda Cinsel Taciz Suçu – Online Ortamda Cinsel Taciz ve Hukuki Sonuçlar

Günümüzde cinsel taciz suçları, sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden de işlenmektedir. Sosyal medya üzerinden yapılan cinsel içerikli mesajlar, taciz niteliğinde olabilir ve bu durumda dijital taciz suçunun unsurları oluşur. Türk Ceza Kanunu’na göre, dijital platformlar üzerinden yapılan cinsel taciz suçları da fiziksel ortamdaki taciz suçlarıyla aynı şekilde cezalandırılır. Mağdurun sosyal medya veya mesajlaşma uygulamaları üzerinden taciz edilmesi, dijital delillerle ispatlanabilir ve fail hakkında ceza davası açılabilir.

Cinsel Taciz Suçunda Delil ve İspat Yöntemleri – Ceza Davalarında Delil Toplama Süreci

Cinsel taciz suçunda delil toplama süreci, mağdurun beyanları, tanık ifadeleri, mesajlaşmalar, e-posta yazışmaları gibi dijital delillerle yürütülür. Suçun ispatlanması için mağdurun beyanı büyük önem taşır. Özellikle dijital platformlarda işlenen taciz suçlarında, ekran görüntüleri, mesajlar ve diğer yazılı deliller mahkemede sunulabilir. Delillerin eksiksiz ve hukuka uygun şekilde toplanması, failin cezalandırılmasında kritik bir rol oynar.

Cinsel Taciz ile İlgili Yargıtay Kararları

Yargıtay 18. Ceza Dairesi  2016/5954E. 2018/3396K. 12.03.2018 “Sanığın, ilgi duyduğu katılanın istemediğini ve kabul etmediğini belirtmesine rağmen, ısrarla evlenme teklif etmesi, sosyal medya ortamından ve telefon aracılığı ile sevgi içerikli mesajlar göndermesi karşısında, eylemlerinin TCK’nın 105/1-2-d ve 43. maddelerinde tanımlanan zincirleme cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık ...'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA,”

Yargıtay 14. Ceza Dairesi  2017/5799E. 2021/974K. 08.02.2021 “Mahkemece gerçekleştirilen yargılamada kayden 07.05.1997 doğumlu olup yaşına itiraz edilmesi üzerine resmi kurumda doğduğu beyan edilen mağdureyle ilgili temin edilen hastane cevabi yazısına ekli rapora göre 06.03.1997 doğumlu görünmesine karşılık İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulundan aldırılan raporda suç tarihi itibarıyla on yedi yaşı içerisinde bulunduğunun belirtilmesi karşısında, mağdurenin resmi kurumda doğması nedeniyle ancak hastane cevabi yazısındaki doğum tarihinden farklı görünen mevcut doğum kaydının tashih edilebileceği ve buna göre de ilk cinsel ilişki tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin diğer ilişkilerde on beş yaşından büyük olduğunun anlaşılması nedeniyle suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin arada herhangi bir hukuki veya fiili kesinti olmaksızın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde birden fazla tekrarlanmasından dolayı zincirleme şekilde gerçekleştiği kabul edilerek mahkemece, mağdurenin on beş yaşından küçük olduğu dönemde girilen cinsel ilişki eyleminin TCK’nın 103/2. maddesinde yer alan çocuğun nitelikli cinsel istismarı, büyük olduğu dönemdeki birden fazla cinsel ilişkinin ise aynı Kanunun 104/1, 43/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarını oluşturup, her iki suçun kendi arasında teselsül ettiği de nazara alınarak eylemlerin bütün halinde zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturacağı ve mağdurenin on beş yaşından büyük olduğu dönemde birden fazla cinsel ilişkinin gerçekleşmesi nedeniyle 103/2. madde ile belirlenen temel cezaya zincirleme suçun düzenlendiği 43/1. maddesine göre eklenmesi gereken miktarın TCK’nın 104/1, 43/1. maddelerinin tatbikiyle bulunacak ceza miktarını da geçemeyeceği gözetilip, ayrıca suça sürüklenen çocuğun olay anında mağdurenin kendisine on sekiz yaşında olduğunu söylediği yönündeki beyanı ile tüm dosya içeriği nazara alınarak olayda 5237 sayılı TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı da tartışıldıktan sonra hükme varılması gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın mevcut ihtisas kurulu raporuna istinaden mağdurenin yaşı usulsüz şekilde tashih edilerek suça sürüklenen çocuğun değişen vasfa göre zincirleme şekilde reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafisi ile katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,”