Acentelik ve Dağıtım Sözleşmelerinde Denkleştirme Alacağı: Hukuki Çerçeve ve Uygulama
- Alaattin Ferhan
- 5 Ara 2024
- 3 dakikada okunur

Denkleştirme alacağı, acentelik ve dağıtım sözleşmelerinin sona ermesi durumunda gündeme gelen önemli bir hukuki mekanizmadır. Bu alacak türü, acentenin veya dağıtıcının sözleşme süresince oluşturduğu müşteri çevresi ve müvekkil için sağladığı kazançlara dayanır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK), denkleştirme alacağını ayrıntılı şekilde düzenlemiş ve bu hakkın sınırlarını belirlemiştir. Bu yazıda, denkleştirme alacağının hukuki dayanakları, şartları ve hesaplama yöntemleri ele alınacaktır.
Denkleştirme Alacağı Nedir?
Denkleştirme alacağı, bir acente veya dağıtıcının sözleşme süresince oluşturduğu müşteri çevresinin, sözleşme sona erdikten sonra müvekkil tarafından sağlanan menfaatlere dönüşmesi nedeniyle ödenen bir tazminattır. Bu alacak türü, müvekkilin sözleşme sona erdikten sonra müşterilerden elde etmeye devam edeceği kazançların hakkaniyet ilkesi çerçevesinde acente veya dağıtıcı ile paylaşılmasını sağlar.
TTK Madde 122, denkleştirme alacağını düzenler ve bu alacağın üst sınırını belirler:
Denkleştirme alacağı, acentenin son beş yıl içinde elde ettiği ortalama yıllık gelirle sınırlıdır.
Hesaplama yapılırken müvekkilin menfaatleri ve acentenin kayıpları dikkate alınır.
Bu düzenleme, tarafların menfaatlerini dengelemeyi amaçlar.
Denkleştirme Alacağının Hukuki Dayanakları ve Şartları
TTK, denkleştirme alacağının talep edilebilmesi için bazı şartlar öngörmüştür. Bu şartlar şunlardır:
Sözleşmenin Sona Ermesi:
Denkleştirme alacağı ancak acentelik veya dağıtım sözleşmesinin sona ermesi durumunda talep edilebilir. Sözleşmenin müvekkil tarafından feshedilmesi veya belirli süreli bir sözleşmenin sona ermesi bu şartı sağlar.
Müvekkilin Menfaat Sağlaması:
Sözleşme sona erdikten sonra, müvekkilin acentenin oluşturduğu müşteri çevresinden menfaat sağlamaya devam etmesi gerekir. Örneğin, acentenin kazandırdığı müşterilerden müvekkilin gelir elde etmeyi sürdürmesi bu duruma örnek teşkil eder.
Acentenin Menfaat Elde Edememesi:
Acentenin, müşteri çevresinden artık bir gelir elde edememesi gerekir. Bu durum, sözleşmenin sona ermesiyle birlikte acentenin bu müşterilerle ilişkisinin sonlanması anlamına gelir.
Hesaplama Yöntemleri: TTK ve Alman Hukuku Perspektifi
TTK Madde 122, denkleştirme alacağının hesaplanmasında üst sınırı belirlerken detaylı bir hesaplama yöntemi sunmamaktadır. Bu nedenle uygulamada, genellikle Alman Hukuku’ndan ve içtihatlardan faydalanılmaktadır.
Hesaplama Yöntemi:
Acentenin Sağladığı Menfaatler:
Müvekkilin, acentenin oluşturduğu müşteri çevresinden elde edeceği gelecekteki kazançlar dikkate alınır.
Son Beş Yıllık Ortalama Gelir:
Acentenin sözleşmenin son beş yılı içindeki ortalama gelirleri, denkleştirme alacağının üst sınırını oluşturur.
Hakkaniyet İlkesi:
Tazminat belirlenirken hem acentenin kayıpları hem de müvekkilin elde ettiği kazançlar göz önünde bulundurulur.
Bu yöntemler, tarafların menfaatlerini dengelerken, özellikle acentenin müşteri çevresi üzerindeki emeğinin hakkaniyetli bir şekilde tazmin edilmesini sağlar.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2023/104E. 2023/6972K. 30.11.2023 “Asıl ve birleşen dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı denkleştirme tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı tarafından davalı şirketin müşteri portföyüne kattığını ileri sürdüğü firmaların listesi dava dosyasına sunulmuş, bir kısım örnek poliçeler de ibraz edilmişse de bu sigortalılara ait poliçelerin öncelikle davacı acente tarafından davalı adına düzenlenip düzenlenmediğinin taraf kayıtlarından araştırılması, sözleşmenin feshinden sonra aynı sigortalılarla davalının sigorta ilişkisinin sürüp sürmediğinin, davalı sigorta şirketinin acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde edip etmediğinin belirlenmesi, bu hususta bilirkişilere davalı şirket merkezinde yerinde inceleme yetkisi verilmesi, gerekirse usulünce 6100 sayılı Kanun'un 219 ve 220 nci maddelerinin işletilmesi, bundan sonra taraflar arasındaki acentelik ilişkisi kapsamında davacının talep edebileceği tazminat tutarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın taraflar yararına bozulması gerekmiştir.”
Alman Hukuku ile Karşılaştırmalı İnceleme
Türk Hukuku’ndaki düzenlemeler, büyük ölçüde Alman Hukuku’ndan etkilenmiştir. Alman Hukuku’nda denkleştirme alacağı hesaplanırken şu unsurlar dikkate alınır:
Müşteri çevresinden sağlanan gelecekteki kazançların değeri.
Acentenin sözleşme süresince yaptığı yatırımlar ve harcamalar.
Müşteri çevresinin genişletilmesi için harcanan çabalar.
Bu unsurlar, Türk Hukuku’ndaki uygulamaya da rehberlik etmektedir.
Uygulamada Denkleştirme Alacağı
Denkleştirme alacağı talebinde bulunan acente veya dağıtıcı, müvekkil ile yaptığı sözleşmenin sona erdiğini ve müşterilerden sağlanan menfaatlerin devam ettiğini ispat etmek zorundadır. Aşağıdaki durumlar, denkleştirme alacağı talebini güçlendirebilir:
Acentenin müvekkil adına kazandırdığı önemli bir müşteri çevresi.
Müvekkilin, sözleşme sona erdikten sonra bu müşterilerden kazanç elde etmeye devam etmesi.
Ancak, müvekkil tarafında meydana gelen kayıplar veya acentenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi gibi durumlar, denkleştirme alacağı talebini zayıflatabilir.
Denkleştirme Alacağının Önemi
Denkleştirme alacağı, taraflar arasında sözleşme süresince sağlanan faydaların adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar. Bu alacak türü, acente ve müvekkil arasındaki ilişki sona erdikten sonra bile adil bir denge gözetir.
Sonuç ve Öneriler
Denkleştirme alacağı, acentelik ve dağıtım sözleşmeleri bağlamında müvekkil ve acente arasında adil bir ilişkiyi sürdürmek için önemli bir mekanizmadır. TTK 122. madde, bu alacağın talep edilebilmesi için gereken şartları açıkça ortaya koymuş ve hesaplamalarda üst sınırları belirlemiştir. Ancak, hesaplama yönteminin detaylarının belirtilmemiş olması, uygulamada farklı yorumlara neden olabilmektedir.
Tarafların haklarını korumak ve süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetmek adına, denkleştirme alacağı talep edilmeden önce uzman bir hukukçudan destek alınması önerilir. Bu alacak türü, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde etkili bir araç olarak kullanılabilir ve hakkaniyete uygun sonuçlar doğurabilir.
Comentários